11 Mayıs 2011 Çarşamba

Yuvada Kitabı

Yazar:Anna Milbourne
Çeviri: Özlem ÖZBAL
Tübitak Yayınları
3-6 yaş
Küçük kuş çok meşgul, bir o yana bir bu yana uçuyor.
Kiraz ağacına dal parçaları taşıyor. Ne yapıyor olabilir?
Ne yaptığını bu güzel resimli kitabı okuyunca bulacaksınız. 

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Küçük Prens Kitabı

Yazar:Antoine de Saint EXUPERY
Çeviri:Sumru AĞIRYÜRÜYEN
   Yazar, ‘Küçük Prens’e uçağıyla mecburi iniş yapmış olduğu bir çölde rastladığını anlatarak başlar Onun kendisinden hemen bir koyun resmi çizmesini istediğini ekler Ama Küçük Prens Saint-Exupery’nin karaladığı eskizlerden hiçbirini beğenmez Motorunu tamir etmek telaşında olan Fransız pilot nihayet bir sandık resmeder ve hayvanın bunun içinde olduğunu söyler Bedeni görünmeyen sanal koyun tam Küçük Prens’in arzuladığı gibidir
    Daha sonra Küçük Prens’in kendi gezegeninin, gezdiği diğer gezegenlerin ve gülünün hikâyesini okuruz
     Sonunda dünyadan biraz bezgin düşen Küçük Prens tekrar gezegenine dönmeye karar verdiğinde çölde tanıştığı zehirli yılana kendini sokturur.

   İnsanın hayatında okuması gereken çok özel bir kitap okumayanlara kesinlikle tavsiye ediyorum OKUYUN!!

Bay Bay Bezim Kitabı


Yazar:Debra MENASA
Çevirmen:Zarife ÖZTÜRK

     2-4 yaşlar arasındaki okul öncesi çocuklar için, resimli ,eğlendirici bir kitap.Anne babalar; çocuklarınıza tuvalet eğitimi verirken bu kitabı okumak, süreci onlar için daha kolay ve eğlenceli hale getirecektir.
    Ali artık iki yaşında kocaman bir çocuk oldu ve bezine veda etmeye hazır. Ancak bezine veda etmek istemiyor. Şu lazımlık nasıl kullanılır acaba? Büyümek için illa gerekli mi bu?

KIZIMIN TUVALET KİTABI

Yazar:Dawn SİRETT
Çeviren:Fatih ERDOĞAN
     Benim kızım uyumuş da büyümüş. Demiş, anneciğim artık bana bez bağlama. Birazcık tut elimden, yok göster yeter! Ne yapacaksam yarım ben oturağıma… Özel biçimli kapağı, eğlenceli metni, sevimli resimleriyle küçüklerin tuvalet eğitimi için yardımcı bir kitap.

Caillou==TEMİZLİK YAPIYOR

Sağlık Yoğurdun Suyunda

Çoğu zaman çöpe dökülen yoğurt suyu, sağlık açısından son derece önemli olan B2 vitamini bakımından çok zengin. Türkiye’de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olan B2 vitamini, vücudun protein, karbonhidrat ve yağlardan daha fazla faydalanmasını sağlıyor. Eksikliğinin göz ve ağız kenarlarında çatlamalar ve yaralara neden olan B2 vitamini yoğurdun suyunda bol miktarda bulunuyor.

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Nurten Budak, yoğurt suyunda bulunan ve Türkiye’de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olan B2 vitamininin, sağlık açısından son derece faydalı olduğunu belirtti. Genellikle yoğurdun kalitesini azaltacağı ve lezzetini bozacağı düşüncesiyle suyunun döküldüğünü vurgulayan Budak, B2 vitamininden faydalanılması için yoğurt suyunun dökülmemesi veya başka alanlarda kullanılması gerektiğini kaydetti. 

Yoğurt suyunun çorba ve ayran yapımında kullanılarak değerlendirilebileceğini öneren Budak, “Yoğurt suyu ile birlikte tüketilmelidir. Ancak, ille de süzdürülmek isteniyorsa yoğurdun suyu ayran veya yoğurt çorbası yapımında kullanılmalıdır. Bu sayede yoğurt suyunda bulunan B2 vitamininin boşa gitmesi engellenebilir” dedi.

“PROTEİN, KARBONHİDRAT VE YAĞLARIN FAYDASINI ARTIRIYOR

Yoğurdun suyunda bol miktarda bulunan B2 vitamininin, Türkiye’de eksikliği en fazla görülen vitaminlerden biri olduğunu ifade eden Budak, B2 vitamini eksikliğinin göz ve ağız kenarlarında çatlamalar ve yaralara neden olduğuna, bu şikayetlerin en fazla çocuklarda ortaya çıktığını söyledi.

B2 vitamininin daha çok süt ve süt ürünlerinde bulunduğunu hatırlatan Budak, bu ürünlerin yanlış koşullarda saklanmasının vitamin kaybına yol açtığını bildirdi. Süt ve süt ürünlerinin güneş ışığında bekletilmesinin B2 vitamini değerini azalttığını belirten Budak, şöyle devam etti:

“Yoğurdun suyuna sarı ve yeşilimsi rengi veren Riboflavin (B2) vitaminidir. B2 vitamini protein, karbonhidrat ve yağlar ile etkileşimiçine girerek onlardan daha fazla faydalanılmasını sağlar. Bu vitamin yoğurt suyunun yanı sıra tarhana gibi yiyeceklerde de bol miktarda bulunmaktadır. Bu yiyeceklerin B2 vitamininin azalması için güneş ışığından uzak tutulması gerekir. Bazı bölgelerde tarhananın güneş ışığında kurutulması alışkanlığı bu nedenle yanlıştır. Aynı şekilde güneş ışığında kurutulan tüm süt mamullerinde vitamin kaybı olmaktadır.”


OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

          Çocukların zihinsel ve kişilik gelişiminin %70;i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır.

Çocukların zihinsel ve kişilik gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır.Bu süre içeri kazanılan davranış biçimleri,tüm yaşam boyunca devam etmektedir.
Okulöncesi eğitim,tüm Avrupa ülkelerinde,hükümet programları ve yatırımların temel hedeflerini ve odak noktalarını oluşturmaktadır.Ülkemize bakıldığında ise bu konunun üzerinde yeterince durulmadığı ve önlemlerin yetersizliği dikkati çekmektedir.Rakam vermek gerekirse, okulöncesi eğitim oranı Avrupa ülkelerinde (örneğin,Fransa ve İsveç’te) %100’lere varmakta olup,ülkemizde ise ancak %15’tir. Siyasi otoriteler, okul çağı çocuklarımızın sayısal değerini verirken 15 milyon olarak belirtmektedirler.Oysa, eğitim yaşında 4,5milyon 3-6 yaş arası çocuk bulunmaktadır.Bu rakamın 20milyon olarak ifadesi sağlandığında ve Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi içerisinde okulöncesi çağı çocukları için ayrılan pay, okulöncesi çocuk nüfusu oranında arttırıldığında, okulöncesi eğitimin öneminin kavrandığı belli olacaktır.Avrupa Topluluğuna girme çabası içerisinde olduğumuz şu günlerde, çağdaşlığa giden yolun ancak çocukların eğitimi ile sağlanabileceği göz önünde tutulmalı,yatırım hedefleri saptanırken, çocukların eğitim gereksiniminin, doğumdan başlayarak karşılanması gereksinimi öncelikle ele alınmalıdır.Bu hedefe ulaşmak için bir an önce okulöncesi eğitimin önemine ilişkin kampanyalarla,kamuyu bilgilendirmek ve oluşan kamuoyu ile siyasi kararlar alınmasını sağlamak gerekmektedir.
3-6 yaş arası bilimsel olarak eğitim yaşıdır.Bu yaş gurubundaki tüm çocukların Anayasa’nın 42. Maddesinde belirtilen eğitim hakkından yararlanabilmeleri için okulöncesi eğitim kurumlarının yeterli sayıya çıkarılması konusunda çalışmalar hızlandırılmalı, özel yatırımcılar kredilendirilmeli ve desteklenmelidir.Yapılan araştırmalara göre, okulöncesi eğitim alan çocuklar ilkokulda okuma yazmayı, bu eğitimi almayan çocuklardan %100 daha hızlı öğrenmekte ve bu öğrenme hızı yaşam boyu sürmektedir.Öğrenmenin %80’i okuma yolu ile olduğundan , çocuğun kitapla erken yaşta tanışması onun öğrenme hızını çok etkilemektedir.Burada da okulöncesi eğitimde kitapların önemi açıkça görülmektedir.
0-6 yaş arasındaki çocuğun eğitiminde en önemli rol ana-babaya düşmektedir. Bu nedenle öncelikle ana-babanın bilinçlendirilmesi çalışmaları önem kazanmaktadır.Ülkemizde okulöncesi eğitim kurumlarının azlığı dikkate alındığında,okul öncesi eğitimi veren kitap,oyuncak ve benzeri materyalin önemi ve bunların kullanımı konusunda velilerin bilgilendirilmesinin zorunluluğu açıkça görülmektedir.
Toplum olarak, çok sevdiğimiz çocuklarımız ve geleceğimiz için en kalıcı yatırımın eğitim olduğu bilincine vardığımızda, tüm diğer sorunlarımızın kolayca çözümlendiğini göreceğiz.Bunun için 1-7 Eylül tarihleri “Okulöncesi Eğitim Günleri” olarak gelenekselleşecektir.


KAYNAK:www.okuloncesiegitim.org


Caillou==SÖZ VERDİ

BULDUM BULDUM==Kağıt Dönüşüm

BULDUM BULDUM==Boya Kalemleri

Cici Alfabeyi Öğrenelim

Benzerlikleri Bulalım

Louie Kurbağa Çiziyor

Louie Maymun Çiziyor

Louie Pasta Çiziyor

JAPON TUVALET EĞİTİM ;D

DİŞ SAĞLIĞI

ŞİRİN PARTİSİ ;)

ŞİRİNLER ÇOCUK ŞARKILARI==GARGAMEL

ŞİRİNLER ÇOCUK ŞARKILARI0==MAVİ MİNİKLER ;)

6 Mayıs 2011 Cuma

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU OLUYOR

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ZORUNLU OLACAĞI 24 İL 

Milli Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun'da okul öncesi eğitimi zorunlu hale getirmişti.

Bakanlık, gelecek yıldan itibaren ise Yozgat, Denizli, Afyonkarahisar, Şanlıurfa, Sakarya, Kocaeli, Hatay, Elazığ, Sivas, Erzincan, Mersin, Balıkesir, Niğde, Tokat, Antalya, Bitlis, Aydın, Malatya, Muş, Aksaray, Osmaniye, Manisa, Siirt ve Bingöl'de zorunlu eğitimi 9 yıla çıkarmayı hedefliyor. 


     Detaylı bilgi için tıklayınız:http://www.turkiyeegitim.com/news_detail.php?id=14666



İLK ADIM PROJESİ

Bakanlığımız, Anne Çocuk Eğitimi Vakfı (AÇEV) ve Türkiye Vodafone Vakfı işbirliğinde Türkiye’de okul öncesi eğitimin desteklenmesi amacıyla, “İlk Adım” projesine ilişkin protokol imzalanmıştır.
Proje kapsamında ülke genelinde 18 ilde 180 anasınıfı donatılmıştır. Bu sınıflarda görev yapan öğretmenlere AÇEV tarafından Okul Öncesi Veli Çocuk Eğitimi Programı (OVÇEP) uygulamasına yönelik 2 hafta süresinde eğitim verilmiştir.
Proje İlleri: Ağrı, Şanlıurfa, Van, Mardin, İstanbul, Erzurum, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Adana, Batman, Ordu, Konya, Sivas, Bursa, Ankara, İzmir, Tokat, Afyonkarahisar.

MONTESSORİ EĞİTİM PROJESİ

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Eğitimi Bölümü ve Genel Müdürlüğümüz işbirliği ile yürütülen Montessori Eğitim Yaklaşımını Uygulama ve Yaygınlaştırma Projesi kapsamında Ankara ilinde bağımsız anaokullarında görevli okul öncesi eğitim öğretmenleri Montessori Eğitimi konusunda uygulamalı eğitimden geçirilmişlerdir.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi - Binbir Çiçek Vakfı işbirliği ile yürütülen “Okul Öncesi Eğitimde Engelli ve Engelli Olmayan Çocukların Ayrımsız Eğitimi” Projesi kapsamında Bolu İlinde Mehmet Ali Türker Anaokulunda Montessori Eğitimi Yöntemi uygulanmaktadır.


http://ooegm.meb.gov.tr/makaledetay.asp?id=12 Bu adrestende bilgi edinebilirsiniz.

İPLİ KUKLA(Çocuk Edebiyatı)

5 Mayıs 2011 Perşembe

GEZİCİ SINIF(mobil anaokulu) PROJESİ

Maddi imkanları yetersiz ailelerin yaşadığı bölgelerde 36-72 aylar arasında bulunan çocuklara ve ailelerine ulaşarak okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve okul öncesi eğitim kurumuna devam edemeyen bu çocukların gelişimlerini desteklemek ve aileleri çocukların eğitimi konusunda bilinçlendirmek amacıyla kurumsal okul öncesi eğitim modeline alternatif olarak düzenlenen bir projedir. Proje, Genel Müdürlüğümüz, Valilikler, Belediye Başkanlıkları ve Üniversiteler arasında düzenlenen protokoller ile sürdürülmektedir. []

Aşağıdaki adrsten ayrıntılı bilgi alabilirsiniz:

ŞEKİL GRAFİĞİ

OYUN SONRASI YORUMLAR ;)

26 Nisan 2011 Salı

Okul Öncesine Destek

arkadaşlar matraş derinin başlattığı anaokullarının eksiklerini gidermeye yönelik olan kampantyasını duymuşsunuzdur. 
ÇAĞDAŞ YAŞAM İ.Ö.O olarak bizde katıldık ve okulumuzun aslında brçok şeye ihtiyacı var ama karton dolabını seçtik bunun gerçekleşmesi için 190 kişinin daha desteğine ihtiyacımız var zaman azalıyor lütfen destekleyin.
facebook hesabınızı açıp matraş deri yazın arama çubuğuna sayfayı beğenin sonra yukardaki okullar butonuna tıklayın listeden ÇAĞDAŞ YAŞAM İ.Ö.O cumayeri/düzce yi bulun ve destekleyin.
duyarlılığınız için şimdiden teşekkürler!


24 Nisan 2011 Pazar

ÇOCUKLARDA Kİ OKUL KORKUSU

            Çocuğu okula yeni başlayan anneler, kesinlikle çocuklardan daha fazla heyecanlı ve telaşlıdır. Artık çocuğun okula gitme zamanı gelmiştir. Bu çocuk için çok büyük bir olaydır. Çünkü çocuk artık yeni bir ortama girecek ve sosyal bir hayata adım atacaktır. Bazense çocuklar anneleri kadar mutlu olmayabiliyor. Anne çok sevinçli olsa da, çocuk çok karışık duygular içerisindedir. Aklında birçok soru vardır. Okula gideceği gün yaklaştıkça korkuları artar ve bu yüzden okula gitmek istemez.
          Okula gitmeme isteği, çocuğun bir şeylerden korkması ya da bir şeylere endişelenmesi sonucu oluşan bir fobidir. Okul gitmek çocuk için büyük önem taşır. Çünkü anne ve babadan ilk ayrılıştır. Okul korkusu çocuğun okul hayatını olumsuz yönde etkiler ve başarısını düşürür. Okula gitmeme isteği genellikle okula yeni başlayan çocuklarda görülür. Çocuk anneden, televizyondan, oyundan ve oyuncaklarından ayrılmak istemez. Yabancı bir ortama girmenin korkusunu yaşar.
            Çocuk her seferinde okula gitmek istemez ve anneyi onu okula göndermemesi için ikna etmeye çalışır. Eğer anne ikna olmuyorsa bu sefer çocukta mide bulantısı, karın ağrısı ya da baş ağrısı gibi hastalıklar ortaya çıkar. Okula gidilmemeye karar verildiğinde ise hastalıklar kendiliğinden kaybolur. Bu olay çocukta 8 yaşına kadar devam edebilir. Okul korkusu çocukta, ağlama, saldırganlık, sinirli olma, mide bulantısı, baş ağrısı ya da normal olmayan hareketlerle ortaya çıkar ve kendini belli eder. Okula gitmemek için çocuk sürekli huzursuzluk çıkarır ve kendide sürekli huzursuzdur. Sürekli asılsız hastalıklar çıkarır ve uyumaz. Bazense okula gittiğinde, asılsız hastalıklar başlar.

HALK EĞİTİM ANASINIFI;)

SEVİMLİ KİKİ (Hikaye kartları)

14 Nisan 2011 Perşembe

OKUL ÖNCESİNDE TUVALET EĞİTİMİ

TUVALET EĞİTİMİ
     
Her çocuğun gelişimsel hızı farklıdır. Bu nedenle her çocuk farklı zamanlarda tuvalet eğitimine başlayabilir.  Bir çok anne- baba,  çocuklarının bir an önce çiş eğitimine geçmesi için acele etmekte ya da bu konuda geç kaldığını düşünmektedir.
     Tuvalet eğitimine ne zaman başlanmalı? Ne zaman geç kalınmış olur ? Tuvalet eğitiminde bazı çocuklar 3-3.5 yaşa kadar fiziksel ve zihinsel anlamda hazır olmazken bazı çocuklar 18- 24. aylarda hazırım sinyalleri vermekte ve kısa bir sürede bu eğitimi tamamlamaktadır.
     Öncelikli olarak çocuğunuzun çiş eğitimi alabilmesi için fiziksel ve zihinsel  anlamda bu  eğitime hazır olması gerekir. Eğer çocuğunuz 3 saatten fazla idrarını tutabiliyor hale gelebiliyorsa bu sürece hazır hale gelebildiğini gösteriyordur. Çünkü çocuğunuz artık fiziksel ve zihinsel anlamda gerekli olan mesane kontrolünü sağlayabilmiştir. Tuvaletinin geldiğini size davranışsal ya da sözel anlamda  işaret  veriyorsa hemen bu uyarıları fark etmeli ve onu eğlenceli bir şekilde tuvalete götürmelisiniz. Çocuğunuzu tuvalet eğitimine olan motivasyonu da oldukça önemlidir. Tuvalete giderken sizi taklit etmeye başlamışsa ve bağımsız olarak hareketlerini kontrol etme ihtiyacı duyuyorsa ( ben yapacağım gibi) işiniz daha da kolaylaşır. Fakat bu motivasyonu sağlaması için sabırlı olmalı ve onu beklemelisiniz. Önemli olan sizin eğitime başlama kararınız değildir onun hazır olduğu andır. Siz ne kadar çok isteseniz de, çok çabalar gösterseniz de bu eğitim süreci başarısız olabilir, o hazır olduğunda size olumlu tepkiler verecektir.

     Tuvalet eğitimine başlarken sizin de çocuğunuzun da içinde bulunduğu ortamın huzurlu olması çok önemlidir. Stresli bir dönemde ise bu eğitime hazır olamayacak siz de bu süreçte gerekli sabrı gösteremeyeceksinizdir. Bazı çocuklar bu eğitim sürecini kısa bir zamanda tamamlarken  bazı çocuklarda bu süreç ayları alabilir. Bunun için acele etmemeli, çocuğa baskı yapmamalı ve endişenizi çocuğunuza hissettirmemelisiniz. Bunu hisseden çocuğunuzun tuvalet eğitimi gecikecek ve çocuğunuz beklediğiniz tepkileri veremeyecektir.
     Hazır olduğunu hissettiğiniz çocuğunuzla önce bir alışverişe çıkın ve ona kendi seçtiği ve beğendiği ( tercihen eğlenceli)  bir tuvalet oturağı almalısınız. Eve oturağı getirdiğinizde tuvalette istediği bir köşeye birlikte yerleştirin, oyuncaklarını ya da bebeklerini yanına getirin ve oturağında oturtmalı oyunlar oynayın.Eğer yetişkin tuvaletine yerleştirilen bir oturak almışsanız çocuğunuzun kendisini güvende hissetmesi ve korkmaması için ayaklarını koyabileceği bir zemin hazırlayın. Daha sonra kendisinin oturup oturmak istemediğini sorun   ( eğer istemiyorsa onu zorlamayın) , başlangıç olarak hemen kıyafetlerini soymayın, bu onu tedirgin edebilir. Ama bunu sözel olarak ifade edebilirsiniz.( çişimizi yaparken altımızda pantolonumuz varsa çıkarırız, çünkü çişimiz üstümüze gelir gibi)  Sonrasında aslında bunun bir oyuncak olmadığını , kakası ya da çişi geldiğinde kullanması gereken bir materyal olduğunu ona anlatın. Kendinizden – babasından örnekler verebilirsiniz. Bu yaş dönemleri taklit davranışların en çok gözlemlendiği dönemdir . Bu nedenle tuvalet eğitiminde de sizi taklit etmesini sağlayabilirsiniz. Bezine kakasını yaptığında bezdeki kakayı tuvalet boşaltın ki oturağının ne işe yaradığını ona daha net bir şekilde gösterebilesiniz.

Çocuğunuz oturağına oturmayı kabul ettiğinde bu davranışın onun yaşamının rutin bir parçası olduğunu ona gösterin.Yani kahvaltıdan sonra, banyodan önce, sokağa çıkmadan önce, uyumadan önce uygulayın. Bunu yaparken önce az sayıda yapın zamanla bu sayıyı arttırın. Eğitimi çocuğunuza başlangıçta sık sık hatırlatır ve onu sürekli olarak tuvalete götürürseniz onu bu durumda sıkarsınız ve sizinle  inatlaşmaya başlar. Tuvalete gidemediğinde  ya da yetişemediğinde altına kaçırabilir, bunu olağan karşılayın ve hemen eskisi gibi rutin temizliğini yapın, başarılarını övün , kazaları görmezden gelin. Kendisini suçlu hissetmemesine özen gösterin. Başardığını gören çocuk kakasını ya da çişini yaptığında  görmek isteyebilir, bu nedenle hemen sifonu çekmeyin. Bu onu mutsuz edebilir. Gündüzleri  bez kullanmayın, bu dönemde alıştırma kilodunu kullanabilirsiniz. Önce gündüz sonra gece kaçırmaları sona erecektir. Çocuğunuz yukarıda anlattığımız tepkileri vermediğinde sinirlenmeyin, hemen çiş eğitimine ara verin, sonrasında yeniden başlayabilirsiniz, bunu onsuz başaramazsınız bu nedenle onun hazır olmasını beklemek zorundasınız. Kız çocukları tuvalet  eğitimine erkek çocuklarından daha önce hazır hale gelebilirler.Kız çocuklarında tuvalet temizliğinin önden arkaya doğru yapılması gerektiğini unutmayın.Kızınız kendi kendine bunu yapabilecek duruma geldiğinde ona bunu öğretin ve sonrasında 2. bir tuvalet kağıdı ile kurulamasını öğretin. ( hafif vuruşlar şeklinde – hızlı yapmamasına dikkat edin)
     Tuvalet eğitiminde idrar yolu enfeksiyonları gözlemlenebilir. Sık idrara çıkma, altına kaçırma, çiş yaparken acıma , karın ağrısı ile karşılaştığında çocuk doktorunuzla iletişim kurmalı ve eğitime bir süreliğine ara vermelisiniz. Kız çocukları ve erkek çocuklarının tuvalete oturma şekli birbirinden farklıdır. Bazen kız çocukları erkekler çocukları gibi, erkek çocukları da  kız çocukları gibi oturmak isteyebilir. Bunu başlangıçta çok fazla engellemeyin, birkaç kere deneyebilir, zamanla bu pozisyona vücut parçalarının uygun olmadığını anlayacak ve doğru oturma pozisyonuna geçebilecektir.  Fakat erkek çocukları kız çocuklarına göre iki pozisyonu birlikte öğrendiklerinden  bu süreç kız çocuklarına göre daha uzun sürebilir. Çünkü çişini yaparken ayakta, kakasını yaparken oturuyor olacaktır , bu nedenle tuvalet eğitiminde kız çocukları ile oğlunuzu asla karşılaştırmayın. Oğlunuz önce oturarak yapmayı öğrenebilir, ayakta yaparak öğrenmesini sağlamak için baba, amca ya da dayısını  izlemesini sağlayabilirsiniz, onu örnek alabilir. Bu çalışmalar yapılırken ayakta çiş yapmayı eğlenceli hale getirebilirsiniz, ( hedefe ulaşma oyunu: peçeteyi tuvaletin içinde bir köşeye düşürün ve onu ıslatma oyunu oynayın, ıslatınca mutlu olun ve takdir edin) ) Bu geçiş süreci  için de onu zorlamamaya özen gösterin.
     Çocuğunuz tuvalette uzun süre oturmak istemeyebilir bu süreyi uzatmak ya da tuvalette sıkılmasını engellemek için birlikte oyuncakları ile vakit geçirebilir, güzel masallar anlatabilir, hikayeler okuyabilirsiniz.  Kabızlık durumları da bu süreçte sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur, böyle durumlarda çocuk doktorunuzla iletişim kurmalısınız. Bir süre ara verebilirsiniz . Tüm yukarıda anlattıklarımı yapmanıza rağmen çocuğunuz tuvalet eğitimini gerçekleştiremiyorsa bir çocuk doktoru ya da   çocuk psikiyatristi ile görüşmeli ve ayrıntılı muayene ettirmelisiniz.
Psikolog Eda Gökduman
www.edagokduman.com

Materyal Çalışmaları:)

13 Nisan 2011 Çarşamba

ÇOCUKLARDA CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ HAKKINDA MAKALE - prof. dr. sabiha paktuna keskin

     Oedipus, Shakespeare'in eserlerinde bir erkek çocuktur. Shakespeare, Oedipusun kraliçe olan annesi ile olan anne-çocuk ilişkilerini anlatır. Bu anne-çocuk ilişkisi psikanalizin de konusu olduğundan, bu durum kitaplara, Shakespeare'in oyundaki kahramana atfen 'Oedipus kompleksi' olarak geçmiştir.
     Çocuklar beş yaş civarında cinsel kimlik bulma çabası içine girerler. Erkek çocuklar baba rolünü benimserler. Babaları gibi annelerine yakınlaşırlar. Anneyi kazanmak için baba ile rekabet etmeye başlarlar. İşte, çocuğun iç dünyasında sessizce kurduğu bu düzenek bir erkeklik taslağıdır. Çocuk için bu sıkıntılı bir dönemdir. Çünkü baba güçlüdür. Ayrıca, anne ile baba arasında çözemediği özel bir yakınlık vardır. O halde, bu durum çocuk için bir krizdir. Bir sure sonra bu güçlü adam ile rekabet etmenin zorluğunu ve imkansızlığını farkeder. Babanın gücünü kabul eder. Baba ilekendini özdeşleştirip babanın safına geçer. Baba ile özdeşleşmesi erkek kimliğinin kazanılması için beklenen aşamadır. Bu aşamaya ulaşan çocuk için bu, Oedipus krizinin çözümüdür.
     Baskın bir anne ite silik karakterli bir baba varlığında rekabet de olamayacaktır. Çünkü çocuğun karşısında anne için mücadele edeceği, sonunda gücünü kabul edip, davranışlarını taklit etmeye değer bulduğu kimse yoktur. Böyle baskın bir anne için mücadele etmek de biraz caydırıcıdır. Yani, daha başından bir taslak sorunu yaşanacaktadır. Gücünü kabul edip özdeşleşeceği bir baba yoksa çocuk böyle bir figürü yakın çevresinde arar. Yakın çevresinde, model alabileceği güçlü bir erkek figürü de yoksa kriz çözülemez. Bu durumda Oedipus kompleksinden söz edilir. Sonuç olarak bu dönemde elde edilmesi gereken cinsel kimlik aşamasına ulaşılamamıştır. 
     Cinsel kimlik arayışı sadece beş yaş döneminde ve bu kadar değildir. İleride de böyle çabalar devam eder. Fakat bu döneme ait konması gereken tuğla yerine konamamıştır. İleride bu kendini hep belli eder. Diğer gelişme aşamaları olağanüstü olur da, bu durumu kompanse ederlerse belki bu dönemin olumsuz etkisi ortadan kalabilir. Böyle olmadığı takdirde çocuğun erkek kimliği güdük kalır. Yaşamın diğer dönemlerine geçilir, ancak eskilerde kalan bu eksiklik kendini hayat boyu belli eder. Bu çocuk, yeteneklerini sergileyemeyen, güvensiz, aile yaşantısında başarısız, bir yetişkin adayıdır. 

OEDİPUS VE ELECTRA KARŞI CİNS EBEVEYN İLE ÖZDEŞLEŞME
     
     Oedipus erkek çocuk olduğu için erkek çocukların anneleri için babaları ile yaptıkları rekabete bu ad verilir. Kız çocuklarının babaları için anneleri ile girdiği rekabete yine Shakespeare'in karakterlerinden biri olan kız çocuk adına atfen Electra krizi denir. Krizin çözülememe hali komplekstir.
     Bu, kendi cinsine karşı, karşı cins için verilen bir mücadeledir. Amaç; karşı cinsin ilgisini çekmede kendi cinsine göre daha başarılı olabilmektir. Kendi ve karşı cins için seçilen ilk örnekler çocuğun ebeveynidir. Örneğin kız çocukları babalarının ilgisi için anneleri ile erkek çocukları da annelerinin dikkatini çekmek için babaları ile mücadeleye girişirler. Topuklu ayakkabı giymek, ruj sürmek, kaçan çorap istemek gibi. Ya da bilek güreşi yapmak, boks eldiveni istemek gibi.
Dört yaşındaki oğlumla boks maçları yapıyoruz. Odanın ortasına ip gererek adeta gerçek bir arena kuruyoruz. Parlak çikolata ambalaj kâğıtlarından dişliklerimizi ve boks eldivenlerimizi giyip ringe çıkıyoruz. Eşim, gerekli hallerde suyumuzu ve havlumuzu veriyor. Beni yenebilmek için aşın bir güç ve çaba harcadığına şahit oluyorum. Onu hiç bir oyunda bu kadar hevesli ve canla başla çalışırken görmüyorum.
Dört yaşındaki kızımı aynanın karşısından alamıyorum. Kaşla göz arasında yatak odasına gizlenip, benim rujlarımı, farlarımı deniyor. Geçen hafta ağlaya bağıra kaçan çorap aradık kendisine.
     Karşı cinsin ilgisini çekebilmek için, aynı cinsle cazibe yarışları yapılır. Bu durumun oldukça zorlayıcı bir durum olması nedeni ile kriz diye adlandırıldığını söylemiştik. Bu cazibe yarışları sayesinde çocuk kendi cinsi ile iyice özdeşleşir. Cinsiyetine özgü rolü benimser. Bu yarış sırasında aynı cinsin bu konudaki mahareti gözlenir. Onun gibi, hatta ondan üstün olma çabası gösterilir. Sonunda, kendi cinsindeki ebeveynle mücadele yerine, o cins kabul edilir. Yani aynı cinsin gücü ve cesareti ile özdeşleşme ile bu kriz ortadan kalkar (Oedipus-Electra krizinin çözümü). 
     Önceleri aynı cins ebeveynin güç ve cesareti ile olan özdeşleşme, giderek aynı cins ebeveynin cinsel kimliği ile özdeşleşerek cinsel kimliğin ilk kilometre taşını oluşturur.

ÖZDEŞLEŞME FİGÜRÜ

     Özdeşleşme, kişilik gelişiminde önemlidir. Asıl önemlisi, çocuğun özdeşleşeceği güvenilir figürleri yakın çevresinde bulabilmesidir. Kız çocukları için anne, erkek çocukları için ise baba, o güne kadar çocukla kurdukları ilişkinin güvenilirliği ve başarısı ölçüsünde, çocuk tarafından özdeşleşmeye kabul ya da red görürler.
     Özdeşleşme figür yoksunluğu, kız çocukları için ya erkeklerden ürken ya da onlara aşırı cinsellikle yaklaşan bir kişiliğin, erkek çocuklar için işe annesine bağımlı, üretken olamayan bir kişiliğin temellerini atar.

ŞİRİNLER ANASINIFI

28 Mart 2011 Pazartesi

3-5 YAŞ ARASI ÇOCUKLARDA OYUNCAK

OYUNCAKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
    Okul öncesi çocuklar gerçekçi ayrıntıları ve işleyen parçaları olan oyuncakları tercih ederler. Taklit ve canlandırma oyunlarına ilgi artar ve 5 yaşından sonra canlandırma oyunlarına yönelik ilgi tepe noktasına ulaşır. Kukla oyunlarına yönelik ilgide fazladır. Genellikle planlı veya hedefe yönelik oyunları oynarlar. Oyuncaklar sert yapılı olmalı, keskin kenar veya köşeleri olmamalı, kolayca kırılmamalı ve parçalarına ayrıldığında keskin köşeler çıkmamalı.
HANGİ OYUNCAKLAR?
   Küçük trenler, el arabaları, bebek pusetleri, üç tekerlekli bisiklet, akülü arabalar, renk-şekil-resme göre eşleştirme oyuncakları, basit sayma oyuncakları, coğrafya kavramlarını içeren oyunlar, kostümler, gerçekçi elemanlara sahip ekipmanlar, her türlü ritm enstrümanı, radyo-kaset-cd çalar, çeşitli boya kalemleri, resim kağıtları, resimli kitaplar, alfabe kitapları, abaküs, basit bilgisayar oyunları...